AŞÛRE SÖZCÜĞÜ ( عشورا )

dağ arabası

Kökeni ‘aş’ sözcüğü olup Eski Türkçe bir sözcüktür. Dilbilimciler sözcüğün Türkçeye Farsçadan geçtiğini öne sürer. Farsça aşure ‘karışık yemek’ demektir.

Sözcüğün temelinin Arapçaya dayanması ise daha kuvvetli bir görüştür. Sözcüğün kökü Arapça ‘aşr’ yani 10 sayısıdır. Nitekim aşure günü de Muharrem ayının 10. günü yapılması gelenek olan karışık yemektir.

Aşure pişirme ve dağıtma geleneğinin aslı ise Nûh (as)‘a dayanır. Nûh Peygamber’in gemisinin karaya çıktığı gün, yanında bulunan her çeşit tahıl ve bitkiden yaptığı şükür tatlısının hatırasını günümüzde aşure geleneğiyle devam ettirmekteyiz.

Bir Hadis-i Şerif’ ile tamamlayalım:
” Her kim aşura gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa Cenab-ı Hak da senenin tamamında ona bereket ve genişlik ihsan eder.”
(et-Tergîb ve’l-Terhİb 2/116)