Sis Çökerken
Her şeyin çözüldüğü, çözülmenin bile artık bir sorun olmaktan çıktığı anlar vardır. İnsan, kendini bir uçurumun kenarında değil, sanki uçurumun kendi iç yüzeyiymişçesine hisseder; çünkü artık düşmek bile bir yön duygusu ister, oysa yönler dağılmıştır. Zor koşullar denilen şey, çoğu zaman bir çöküş değil, bir duraksamadır; varlık, kendini inkâr edemez hale gelir, çünkü inkâr dahi bir seçimin ürünüdür.
Böyle anlarda kurtuluş, doğrudan bir çıkış değil, belki de “çıkış” kavramının kendisine yöneltilmiş bir sorudur. İnsan gerçekten kurtulabilir mi, yoksa yalnızca koşulların biçim değiştirmesi midir gördüğümüz? Suyu buharlaştıran ateş mi, yoksa suyun kendine ait kaçma arzusu mu galip gelir? Belki de kurtuluş, karşılaşmaların zorunlu doğasında gizlidir — zira zor koşulların özünde, varlığın sınırlarına çarpması değil, bu sınırların sessizce çözülmesi vardır.
Her çıkış, yeni bir sorunun habercisi, her kurtuluş, daha derin bir bilme arzusunun eşiğidir. Aramak, bulmaktan daha sahicidir; çünkü bulan, çoğu zaman durur — oysa hakikat, durağanlığı reddeder. İnsan, kendini ararken kaybolmaya razı olmalı, çünkü yalnızca kaybolan yeniden yön tayin edebilir.
İşte… Sis çökerken, göremediğimiz yalnız dışarısı değil, içimizde saklı olan yoldur. Yollar ve yönler bulmak dileğiyle…
Dergimizi tam ekran dijital deneyimlemek için TIKLAYINIZ
Dergimizi indirip okumak için TIKLAYINIZ
Kapak fotoğrafını indirmek için TIKLAYINIZ
Kapağımızın mocup halini indirmek için TIKLAYINIZ
Mobil uygulamamızı indirmek için TIKLAYINIZ
2024 Kasım – Aralık Sayısı – Muhittin KANBUR
Dergimizin diğer sayılarına ulaşmak için TIKLAYINIZ
Yorumlarınız bizim için çok kıymetli, yorumlarınızı bize ulaştırmak için iletişim bölümünden bize yazabilirsiniz. İLETİŞİM
Yeni sayılarımızda sizler de yazar olmak istiyorsanız yazılarınızı bize gönderebilirsiniz. Gönderilen tüm yazılar değerlendirildikten sonra dönüş yapılmaktadır. YAZI GÖNDER